Zeka, beyninizin içsel ahengi ve vazifeler ortasında ne kadar süratli senkronize olabildiğiyle de alakalı olabilir. Almanya’daki Johannes Gutenberg Üniversitesi’nden psikolog Anna-Lena Schubert ve grubunun yürüttüğü yeni bir araştırma, beynin theta kontağı ismi verilen kapalı ritminin, bilişsel yeteneklerle güçlü biçimde irtibatlı olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, birtakım eski insan tiplerinin diş minesinde görülen değişik çukur kümelerinin, aslında genetik bir özellik olabileceğini keşfetti. Bu çukurlar, insan soy ağacındaki zımnî temasları ortaya çıkarabilir.

Tekerleğin icadı, insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Lakin yeni bir teoriye nazaran, bu devrimsel buluşun kökeni, beklenmedik bir yerde ve epey pratik bir nedenle ortaya çıkmış olabilir: Bakır madenciliği.

Bilim insanları, yaşayan tardigradların – yani su ayılarının – bedenlerine mikroskobik desenler kazıyarak nanoteknolojide dikkat alımlı bir muvaffakiyete imza attı. Bu deney, sırf bu sağlam canlılara dövme yapmakla kalmadı, birebir vakitte biyouyumlu sensörler, entegre devreler ve yaşayan mikrorobotlar üzere geleceğin teknolojilerine giden yolu da açtı.

İnsanların kimyasal savaşına karşı dayanıklılık geliştiren bir mutasyon, en istenmeyen yerlerden birinde, yaygın tahtakurusu genomunda keşfedildi.

NASA’nın Perseverance keşif aracı, Mars’taki Jezero Krateri’nin kenarında yürüttüğü çalışmalar sırasında “yerinden kopmuş” üzere görünen sıra dışı kaya kesimleri keşfetti. Bilhassa “Kafatası Tepesi” ismi verilen koyu renkli ve girintili çıkıntılı yapısıyla dikkat çeken kaya, bilim dünyasında merak uyandırdı.

Tüm bakteriler ömürlerinin bir noktasında tek hücreli olarak varlık gösterir – çok hücreli manyetotaktik bakteriler (MMB) hariç. Massachusetts’teki bir gelgit tuz bataklığından alınan bu sıra dışı organizmalar, bilim beşerlerine nazaran, kolay ömür biçimlerinden karmaşık organizmalara geçişin evrimsel ipuçlarını taşıyor olabilir.

James Webb Uzay Teleskobu’nun yaptığı müşahedeler, dünya dışı ömür arayışında şimdiye dek elde edilen en güçlü delile işaret ediyor olabilir. Bilim insanları, Dünya’dan 124 ışık yılı uzaklıktaki K2-18 b isimli gezegenin atmosferinde, sırf Dünya’da biyolojik ömürle ilişkilendirilen iki bileşik tespit etti: Dimetil sülfür (DMS) ve dimetil disülfür (DMDS).

Arkeologların 10 bin yıla yayılan 50 bin konutluk geniş çaplı bir incelemesi, toplumsal eşitsizliğin insanlık tarihinde kaçınılmaz olmadığını ortaya koydu. Araştırma, eşitsizliğin yerleşim büyüklüğü ve siyasi karmaşıklıkla otomatik olarak artmadığını gösteriyor.

Dünyanın pek çok çölü kuraklıkla uğraş ederken, Hindistan’daki Tar Çölü son 20 yılda şaşırtan halde yüzde 38 oranında daha yeşil hale geldi. Yeni bir araştırmaya nazaran bu değişimin gerisinde artan muson yağışları ve tarım faaliyetlerinin yaygınlaşması var.